DEVA Partisi lideri Ali Babacan, katıldığı Halk TV canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmeler yaptı.
'GÜVEN İLİŞKİSİNİ SARSACAK BİR ADIMDI'
Cumhurbaşkanı seçiminin ikinci turu öncesinde Millet İttifakı Adayı ve dönemin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ile yaptığı ve içeriği sonradan ortaya çıkan 'gizli protokol'ü anlatan Babacan şunları söyledi:
"Biz protokolden birincisini biliyorduk ama ikincisini bilmiyorduk. CHP'nin sözcüleri bile bilmiyordu, bu Sayın Kılıçdaroğlu'nun kendi ifadesi. Tabii buna üzüldük. Bu güven ilişkisini sarsacak bir adımdı. Seçimi kazansaydık, bir tarafta kamuoyuna açık 6 imzalı bir protokol vardı. Bu protokolün diğer tarafında da gizli köşelerde iki kişinin yaptığı bir anlaşma var. Dolayısıyla bu anlaşmanın bize dayatılması söz konusu olamazdı. 86 milyonun noter olduğu bir anlaşma varken bu zaten geçerli olamazdı."
'SEÇİMDEN SONRA KILIÇDAROĞLU'YLA YÜZLEŞMEDİK'
Babacan şöyle devam etti:
"Üzüldük mü? Evet üzüldük. O günkü sıkışmışlıkla 'denize düşen yılana sarılır' şeklinde değerlendirdik. Seçimden sonra da Kılıçdaroğlu ile yüzleşmedik kendisinin de bu konuda üzüntüleri vardır eminim. Bize 'aramızda anlaşalım duyurmayalım' şeklinde çok teklif geldi. Hep karşı çıktım, bu duyulurdu ve rezil olurduk. Her zaman şeffaflıktan yanayız."
İÇİŞLERİ, MİT VE İKİ BAKANLIK...
Seçim sonrası Ümit Özdağ, protokolün içeriğini "Söz vermek değil, yazılı mutabakatımız var. Biz İçişleri Bakanlığı dahil üç bakanlık ve Millî İstihbarat Teşkilatı konusunda Kemal Bey'le mutabık kaldık" ifadeleriyle anlatmıştı.
Özdağ'ın daha sonra yayınladığı belgelerin "Hükümetin Oluşturulması ve Görev Bölümü" başlıklı kısımda; İçişleri Bakanlığı ve iki bakanlığın daha Zafer Partisi'ne verilmesi, güvenlik, adalet ve ekonomi bürokrasisi öncelikli olmak üzere bazı bakan yardımcılıklarının Zafer Partisi'ne tahsis edilmesi konusunda anlaşıldığı görülüyordu.