CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, "Bu çocuklar devlete emanet, bu çocuklar bize emanet. Neden bunları tarikatların eline terk ederek bir arka bahçe oluşturmaya çalışıyorsunuz? Neden bizzat devlet eliyle yeni FETÖ’ler yaratmaya çalışıyorsunuz?" diye konuştu.
Anka'nın aktardığına göre İyi Parti'nin yetiştirme yurtlarında barındırılan çocukların sorunlarının araştırılmasına ilişkin TBMM'ye verdiği önergenin bugün TBMM Genel Kurulu'nda görüşülme için getirdiği grup önerisi AKP ve MHP'li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. Önerinin gerekçesini açıklayan İyi Parti İstanbul Milletvekili Nimet Özdemir, şunları söyledi:
"18 yaşından sonra barınma ve eğitim ihtiyaçlarının giderilmesi kurumların insafına bırakılıyor"
"Ülkemizde kimsesiz ve bakıma muhtaç çocuklar 18 yaşına kadar devletin koruması ve güvencesi altındadır. Bu çocuklar yaş gruplarına göre çocuk evleri, çocuk siteleri, gençlik evleri gibi birimlerde barınmaktadırlar. Bu kurumlardaki fiziksel koşulların eksikliği, çalışanların yetersizliği, denetimlerin sıkı bir şekilde yapılmayışı çocukların güvenli ve sağlıklı bir ortamda yetişmesine engel olmaktadır. Bu durum çocukların fiziksel ve duygusal psikolojik gelişimlerini olumsuz olarak etkilemektedir. Hatta onları istismara açık bir hale getirmektedir.
Evlatlarımızın hayata atılmasında çok ciddi uyum problemleri yaşanmaktadır. Mevzuat gereği 18 yaşına kadar yetiştirme yurdunda kalıyorlar. Tek bir istisnası var o da üniversiteyi kazandığı takdirde 25 yaşına kadar süre uzatılabiliyor. Bunun için çocuğun mahkemeye başvurarak izin alması gerekiyor. Üstelik açıkta kalmamak için üniversiteyi ilk sene kazanması gerekiyor. Oysa çok daha iyi imkana sahip gençlerin bile hayata uyum sağlamakta zorlandığı bu süreçte 18 yaşından sonra barınma ve eğitim ihtiyaçlarının giderilmesi kurumların insafına bırakılıyor. Çocuklarımız toplumda var olabilmek için her türlü istismara açık hale geliyor.
Diğer önemli bir konuda; bu evlatlarımızın devlet-toplum aleyhinde iş gören tarikatlara, cemaatlere, terör ve suç örgütlerinin hedefi haline gelmeleri. Bu tür organizasyonlar toplumsal alanda kendilerine yer edinmekte güçlük çeken gençlerimizi kötü emelleri doğrultusunda kullanmaktadırlar. Bu durum devletin kendi evlatlarına karşı anne-baba şefkatiyle yaklaşmasının ötesinde, toplumsal huzuru ve iç güvenliği de ilgilendiren önemli bir konudur."
"Önemli bir sorun da çocuk esirgeme kurumlarının yetersiz kaynaklara sahip olması"
Çocuk esirgeme kurumundaki çocukların toplumun en savunmasız üyeleri olduğunu söyleyen Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Doğan Demir, "Onların haklarına saygı göstermek ve yaşadıkları sorunlara çözüm bulmak hepimizin görevidir. Çocuk Esirgeme Kurumlarındaki çocuklar sıklıkla ailelerinden ayrılmış, kötü muamele görmüş veya ihmal edilmiş çocuklardır. Bu nedenle psikolojik travma ve duygusal sorunlar yaşarlar. Eğitimleri de sık sık aksar ve bu durum geleceklerini olumsuz etkiler. Önemli bir sorun da çocuk esirgeme kurumlarının yetersiz kaynaklara sahip olmalarıdır. Bu kurumların personel eksikliği, maddi olanak yetersizliği çocukların ihtiyaçlarını karşılamalarını zorlaştırmaktadır. Devlet koruması altındaki çocuklarımıza yönelik fiziksel, cinsel ve duygusal şiddetin tamamen ortadan kalkması, devletimizin çok sıkı önlemler alması gerekmektedir" dedi.
"Çocuklar hem madde bağımlılığına hem de suça sürükleniyor"
HEDEP Diyarbakır Milletvekili Adalet Kaya, şunları kaydetti:
"Maalesef ki bazı kamu personeli kişilerin çetelerle iş birliği yaptığı devlet yurtlarında yetişen çocukların çeşitli suç örgütlerinin eline düştüğü haberleri sık sık basına yansımakta. Kürt kentlerinde de kamu okullarında, sokakta, koruma altına alınmış kurumlarda çocuklar hem madde bağımlılığına sürükleniyor hem de suça sürükleniyor. Ne yazık ki bu durum bazı kamu görevlileri gözetiminde gerçekleştiriliyor ve buna dair ailelerin bütün çabasına rağmen hiçbir soruşturma yürütülmüyor."
"Neden bizzat devlet eliyle yeni FETÖ’ler yaratmaya çalışıyorsunuz?"
Atatürk'ün, "Cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir" sözünü anımsatan CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu da şunları söyledi:
"İşte o kimsesizler devlet yurtlarında fiziki, ruhsal gelişimleri tehlikedeyse, aileleri tarafından istismar edilmişse koruma altına alınıyor ve reşit olana kadar da burada yaşamlarını sürdürüyorlar. Ama bu çocukların, gençlerin sorunları var. Fiziki koşulların yetersizliği gibi personellerin yeterli donanıma sahip olmaması gibi. Hem imzaladığımız uluslararası sözleşmeler hem de vicdanımız her konuda mevzuatından uygulamasına kadar çocukların üstün yararını kılacak şekilde hareket etmemiz gerektiğini ortaya koyuyor.
Bu çocukların sevgiye ihtiyacı var ve o nedenle de bütün uygulamalarda, personelde bu hususa çok dikkat etmek gerekiyor. Bu eksiklik nedeniyle her türlü istismara açık oluyorlar. Diğer bir önemli mesele şu: Yine, geçen aylarda, basına da yansıdı ki sık sık da duyuyoruz, duymamıza da gerek yok, bu bizzat devlet okullarında da yapılıyor, bu yurtlarda kalan çocuklarda birtakım “dernek” adı altında bazı tarikatlarla ilişkili olan kurumlara teslim ediliyorlar ve buralarda “eğitim” adı altında aslında istismara maruz bırakılıyorlar. Değerli arkadaşlar, kendi çocuğunuzu –gerçekten insaf diyorum- en iyi okullarda okutuyorsunuz, biz de dahil en iyi eğitimi veriyoruz, en güzel projelerde yer alması için destekliyoruz. Bu çocuklar devlete emanet, bu çocuklar bize emanet. Neden bunları tarikatların eline terk ederek bir arka bahçe oluşturmaya çalışıyorsunuz? Neden bizzat devlet eliyle yeni FETÖ’ler yaratmaya çalışıyorsunuz?”
Görüşmelerin tamamlanmasının ardından yapılan oylamada İyi Parti’nin grup önerisi AKP ve MHP’li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.