CHP Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat, partisinin Başakşehir İlçe Başkanlığı’nın TÜMSAN İrtibat Bürosu açılışında; “Bu vali, İstanbul’a kayyum atandığında Atatürk’ün resmini başkanlık makamından indiren vali değil mi? Bu vali, ‘Biz tekrar geleceğiz. Zaten kazanacağız. İndirmeyin, orada kalsın’ dediğimiz hâlde portreyi indiren vali değil mi? Bu vali, ‘İsterseniz size hediye edelim’ dediğimiz hâlde Atatürk’ün portresini hediye olarak kabul etmeyen vali değil mi? Şimdi hangi yüzle toplumun bütününü kapsayacak adam diye bize sunuyorlar? Şimdi niye operasyonlar yapıyor? Operasyonlarda başarılı bir vali değil mi? Peki, yakaladığı suçluların yüzde 70’i nerede, İstanbul’da. Yani o valiyken buradalarmış” dedi.
CHP Başakşehir İlçe Başkanlığı’nın TÜMSAN İrtibat Bürosu, partinin Genel Başkan Yardımcısı Özgür Karabat, İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, İstanbul İl Başkan Yardımcısı Murat Bakır ile Başakşehir İlçe Başkanı Beyzade Kayabaşı’nın da katılımıyla bugün açıldı.
Özgür Karabat, irtibat bürosunun açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin dört bir yanında çok büyük bir heyecana tanıklık ettiklerini belirterek şunları söyledi:
“Biz de genel merkez yöneticileri olarak partimizin var olan başarısını daha da yukarıya çıkartmak için elimizden geleni yapıyoruz. Türkiye’de 247 CHP’li belediyemiz var. Bu sayıyı en az 400’e çıkartmak gibi bir hedefimiz var önümüzdeki dönem. Dolayısıyla bu belediye sayısı 400 olduğunda Başakşehir’in de bunlara eklenebileceğini düşünüyoruz, biliyoruz, inanıyoruz. Umarım burayı almış olacağız ve herkesin de ben dahil katkı vereceğine inanıyorum. Önceki ilçe başkanlarımız da burada. İlk kurucu ilçe başkanımız burada. Dolayısıyla hep beraber, yeni adayımızla beraber burada başaracağımıza inanıyoruz. Tabii burada başaracağımıza inanıyorum derken aslında bugüne kadar muhalefetteyken genellikle AKP iktidarını eleştiren propagandalar yapardık ama oysa biz İstanbul’da iktidarız. Artık yaptığımız şeyleri anlatarak kazanacağımıza eminim. Çok önemli şeyler yaptığımızı düşünüyoruz İstanbul’da. İstanbul’da sosyal belediyecilik adına önemli uygulamaların kuvvetli hâle geldiğini görmek bizi mutlu ediyor.
"Gençlerimizi denetimsiz yurtlara emanet etmememiz gerektiğini söylüyoruz"
Örneğin; İstanbul’da artık öğrenci yurtları var. Bu aynı zamanda bir merkezi siyaset anlayışının devamı. Çocuklarımızı, gençlerimizi tarikatlara, cemaatlere, denetimsiz yurtlara emanet etmememiz gerektiğini tüm Türkiye’de söylüyoruz ama bunun karşısında sadece söylemiyoruz. İstanbul’da yurtlar yapıyoruz, yapmaya devam ediyoruz. İşte o yüzden Başakşehir’de de iktidarı isteyeceğiz. Yine İstanbul’da kreşler yapıyoruz. Kadını sosyal hayata, iş hayatına katmak için uygulamalar yapıyoruz. Kreşleri yaparken çocuklu kadınların ücretsiz ulaşımla seyahat etmesini sağlayan uygulamalar yapıyoruz. 6 yaşına kadar çocuğu olan kadınlar ücretsiz seyahat ediyorlar. Öğrencilerimize burslar veriyoruz.
"İçişleri Bakanı'nın Cumhuriyetçi olduğunu bize anlatmaya çalışıyorlar"
Şunu söylemeye çalışıyorum. Bizden aylarca önce çalışmaya başlayan AKP, İstanbul’da niye adayını açıklayamıyor? Çünkü yaptıkları hiçbir araştırmada Sayın İmamoğlu’nun karşısında başarılı olacak bir adayı bulamıyorlar ama onları bir şeyi daha bulamıyorlar. CHP örgütleri kadar güçlü bir örgüt de bulamıyorlar. Başakşehir’de de İstanbul’da da CHP örgütleriyle yarışabilecek örgütleri yok. CHP adaylarla yarışabilecek adayları da yok. Her başarının örgütle olabileceğine inanıyorum. Zaten öyle olmaya da devam edecek. Dolayısıyla örgütümüz güçlü. Bu örgütle daha büyük başarıları elde edeceğimize inanıyorum. Elbette yolumuz uzun. Anketlere bakıyorum, bazılarını parlatmaya çalışıyorlar. Mesela daha önce İstanbul’da valilik yapmış bir valiyi, -şimdi İçişleri Bakanı- İstanbul’a aday olabileceğini anlatıyorlar ve onun Cumhuriyetçi olduğunu bize anlatmaya çalışıyorlar. Onun Atatürkçü olduğunu anlatmaya çalışıyorlar. Onların hafızası çok küçük olabilir ama bizim hafızamız büyüktür. Çünkü bizim hafızamız, Cumhuriyet'le başlar, oralara kadar gider.
"Bu vali, İstanbul’a kayyum atandığında Atatürk’ün resmini başkanlık makamından indiren vali değil mi?"
Bu vali, İstanbul’a kayyum atandığında Atatürk’ün resmini başkanlık makamından indiren vali değil mi? Bu vali, ‘Biz tekrar geleceğiz. Zaten kazanacağız. İndirmeyin, orada kalsın’ dediğimiz hâlde portreyi indiren vali değil mi? Bu vali, ‘İsterseniz size hediye edelim’ dediğimiz hâlde Atatürk’ün portresini hediye olarak kabul etmeyen vali değil mi? Şimdi hangi yüzle toplumun bütününü kapsayacak adam diye bize sunuyorlar? Şimdi niye operasyonlar yapıyor? Operasyonlarda başarılı bir vali değil mi? Peki, yakaladığı suçluların yüzde 70’i nerede, İstanbul’da. Yani o valiyken buradalarmış. Yani Sayın Ali Yerlikaya İstanbul Valisi iken o suçlular İstanbul’daymış. O zaman yakalamamış. O zaman operasyon yapmamış. Ne hikmetse şimdi operasyon yaptı. Şimdi burada bir samimiyet var mı? Burada bir akılcılık var mı? Kim parlatıyor bunu? Dolayısıyla valiyken yapmadığı işleri şimdi İçişleri Bakanı’yken yapıp burada, İstanbul kentinde gizlenen, hatta suçluyu gizleyen adamlar İstanbul’a şehri emin olamazlar.”