Saadet Partisi ve Gelecek Partisi TBMM'de ortak grup toplantısı düzenlendi. Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, isim vermeden Can Atalay'ın vekilliğinin düşürülmesi kararını okuyan AK Partili Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ'ı eleştirdi. Davutoğlu, "Bu tür konularda nedense hep aynı isim öne çıkarılır aynı isim kullanılır kullanılmaktan bıkmaz birileri de onu kullanmaktan hiç geri durmaz" dedi. 

Saadet Grubu'nda Kürsüde ilk sözü alan Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya oldu. Kaya, Can Atalay kararıyla ilgili olarak "Anayasa ve kanunlarda uyuşmazlıkların nasıl karara bağlanacağı belirtilmiştir. Herhangi bir uyuşmazlık söz konusu olduğunda AYM'nin konumu uyuşmazlıkları çözen karar merci, diğer kamu kurumlarının konumu uyuşmazlıkların tarafı olmaktan ibarettir.  Anayasa hiçbir kurum ya da kişiye AYM'nin kararlarını denetleme yetkisi vermemektedir. Herhangi bir idare makamına bu konuyla ilgili herhangi bir istisna yetkisi de verilmemiştir. Bu istisna sayın Tayyip Erdoğan da değildir, bu istisna sayın Numan Kurtulmuş da değildir. Bu istisna sayın Bekir Bozdağ da değildir" dedi. 

Daha sonra kürsüye Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu geldi.

Davutoğlu konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

“Hepimizin ağaya kalkma vakti. Hangi düşünceden, hangi partiden, hangi inançtan, hangi bölgeden olursa olsun yeter deme vakti. Can Atalay meselesi feri bir mesele değildir. Tekil olarak, bir milletvekilliğinin şahsi davası gibi görebilir bazıları, ama ülkemiz için çok sembolik bir nitelik kazanmaya başladı…

Dün yaşanan şey, ilkeler manzumesi olan Anayasanın yok sayılmasıdır. İnsan hakları temelinde ortaya konan temel demokratik kazanımların yok sayılmasıdır. Süratle bir anayasasızlaşmaya gidiyoruz. Anayasa çok muteber mi bizim için? Hayır. 12 Eylül Anayasası, delik deşik edilmiş şekliyle Türkiye’ye zaten dar geliyorken Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi bunu daha da daralttı. Daha dar bir tünele soktu bizi. Ama şimdi daha vahim bir gelecek bizi bekliyor. Bu beğenmediğimiz anayasanın dahi devreden kalktığı anayasasızlaştırılan bir ülkeye doğru gidiyoruz.

Bunun çözülmesi lazım. Yapılmak istenen şey çok açık. Önce Anayasa Mahkemesi'ni işlevsizleştirecekler. Sonra mümkünse Anayasa Mahkemesi'ni kapatacaklar ve sonra mümkünse Türkiye'yi tamamıyla uluslararası hukukun dışına çıkarıp kendi içinde bir dar boğaza sokacaklar. Fiilen hukuk kalmayacak. Tüylerim ürpererek söylüyorum. Bu gittiğiniz yol yol değil. Bir gün gelecek bu hukuka adalete sizin de ihtiyacınız olacak. 

'GÜÇ KARŞISINDAKİ DİRENME GÜÇLERİ KALMADI'
Şundan eminim Numan Kurtulmuş dahil hiçbir AK Partili Beştepe'den talimat gelmedikçe böyle bir şeyi içlerine sindiremezler ama şundan da eminim şahsiyetleri öylesine ezildi güç karşısındaki ahlaki tutarlılıkları öyle öyle örselendi ki artık herhangi bir konuda direnme güçleri kalmadı.  

Dün Gazze'yle ilgili bir konferanstan dönüp Türkiye'deki manzarayı gördüğümde bir kez daha utanç duydum. Meclis Başkanı, ki bu tür konularda nedense hep aynı isim öne çıkarılır aynı isim kullanılır, o kullanılmaktan bıkmaz birileri de onu kullanmaktan hiç geri durmaz."  

BAHÇELİ'YE YANITSIZ YANIT
Devlet Bahçeli dün yine kürsüde bize dönük ağır hakaretlerde bulundu. Bir hafta önce münafık dün de şeytan dedi. Türkiye'deki siyasi polemiklere bir dakikamı ayırmaktansa bin dakikamı dünyadaki mazlumlara ayırırım." (HABER MERKEZİ)