Piyanist Fazıl Say, Farah Zeynep Abdullah'ın Yılmaz Güney hakkındaki sözlerine tepki göstererek sosyal medya hesabından bir paylaşım yaptı.
Say, paylaşımında iki fotoğraf kullanarak, "'Yol' filminde figüran bile olamayacak niteliksizlikteki 'dizi oyuncusu' artık 'dönemleri' ve 'milatları' tayin eder olmuş. Biraz haddini bilmek gerek" dedi.
'FARAH ZEYNEP KEŞKE SANATI UCUNDAN ÖĞRENEBİLSEYDİ'
Say, paylaşımında şu ifadeleri kullandı:
"İlk fotoğrafta Caravaggio’nun 'Hilekarlar' tablosu (1594)
İkinci fotoğraf, Yılmaz Güney’in kült filmi 'Yol'dan bir an; başrol oyuncusu Tarık Akan’ın, filmde, kötü yola düşmüş, töresel ceza altındaki hasta eşini, Doğu Anadolu dağlarında kar fırtınası içinde, sırtında taşıyarak hastaneye yetiştirmeye çalıştığı o dünya sinema tarihinin en etkileyici sahnelerinden biri.
Caravaggio (1571-1610) ve Yılmaz Güney’in ortak alın yazısı; cinayet.
İkisinin de belli bir organize suç örgütü adamı olmadığını biliyoruz, bu işlenen cinayetler anlık cinnetleri, husumet ve kavgaların talihsiz sonuçlarını bize anlatıyor.
Tablodaki 3 kişinin ifadelerine bakın. Sanki oradayız; yanındayız…
Ve yine ortak yanları; bu dünyadaki kötülüğe, törelere, bu gaddar yönetimlere açtıkları isyan bayrağı. Çok büyük bir gerçekçilikle, yalın bir dokunuşla, bu dünyayı olduğu gibi bize ve sonsuz geleceğe anlatmaları. Sert durmaları. Sorgulamaları.
Ve şunu anlıyoruz; ne için var sanat?
Cevabı burada. İnsanlar tartıda, iyisi ve kötüsü ile eşittir hep.
Tarkovski’nin dediği gibi, 'Dünya mükemmel olmadığı için sanat var.'
'Bu sanatçıların dönemi bitti' gibi yanlış bir algıya düşmeyelim, çünkü bitmez. Bitmeyecek.
O dönem bittiyse peki hangi dönem başlayacak? Çok iyi reyting alan dizilerin, Netflix’te tutmuş bir şeyin, Instagram'daki iki plaj fotoğrafının, Twitter’da iki polemiğin olduğu dünya mı bu çok beğendiği 'yeni dönem'? 'Ünlü' olmak mı tek değer? 10 saniyelik reklamda hiç bir şey yapmadan ve yapmasına da zaten gerek olmayan görüntülerde milyonlar kazanırken, aynı anda, her gün yüzlerce Filistinli çocuğun öldürüldüğü, insanların deprem enkazları altında inildediği bu yeni dünyada, sanki kendi hatası olmayacak mı hiç? İçine düştüğü durumlarda mı olmayacak?
Şu 'Yol' filminde figüran bile olamayacak niteliksizlikteki 'dizi oyuncusu' artık 'dönemleri' ve 'milatları' tayin eder olmuş. Biraz haddini bilmek gerek.
Sanat yüreğimizdedir.
Bu ülkenin kültür tarihini değersizleştirmeye boşuna uğraşmasın, karşısında bilmediği bir şey olan gerçek sanat var. Farah Zeynep sanatı, keşke ucundan öğrenebilseydi, kendisine olan saygıyı daha şimdiden yok etti, büyük sanatçıları ezmeye kalkarak."
'LİNK KOYMAYI UNUTMUŞSUN'
Fazıl Say’ın bu açıklamalarına Farah Zeynep Abdullah da sosyal medya hesabı üzerinden yanıt verdi.
Abdullah, yaptığı paylaşımda şöyle yazdı:
"Abi yazın nerden baksan tutarsızlık nerden baksan ahmakça, anlamamışsın, belli ki anlamak da istemiyorsun.
Dün gece yarısı buradan telefonunu bana yazdın, 'Konuşalım, iki çift sözüm var' diye. Ben de uyuyordum, 'müsaitseniz arayabilirim' yazdım, dönmedin. Konuşsaydık keşke. 'Abim seni hiç ilgilendirmiyor benim düşüncelerim' der uyumaya devam ederdim.
Abi bu postundan hemen sonra story'nde konser anonsunu gördüm link koymayı da unutmuşsun. O yüzden bilet linkini paylaşıyorum.
Brahms no.3 in F major, op.90:III. Poco allegreto eşliğinde, seversin. Küt ve dumana sevgiler.”
NE OLMUŞTU?
Oyuncu Farah Zeynep Abdullah, eylül ayında sosyal medyadaki bir tartışmada, yönetmen ve oyuncu Yılmaz Güney hakkında, "Sinemamızın en iyi kadın döven ve şiddet türleri açısından zengin ve etkili silah kullanan erkeği" dedi.
Abdullah, kendisine dava açacaklarını açıklayan Güney ailesine ise, "Ok, hakimi vurmak yok ama" yanıtı verdi.
Abdullah, "Şiddet konusunda aleyhine yazılanlar doğru. Bunlar defalarca da yazıldı. Fakat şu konjonktürde Güney’e Farah Zeynep’le başlayan saldırı kampanyasının sebebi Güney’in Kürt olması. Olayın özü bu" diyen gazeteci Nagehan Alçı'ya da, "Yok koç erkeği olması abartma" dedi.