Adıyaman'da 6 Şubat'taki depremlerde yıkılan ve 72 kişiye mezar olan İsias Otel'e ilişkin 5'i tutuklu, 11 sanığın yargılandığı dava duruşmasının 4. gününde ara karar verildi. Ölenlerin yakınlarının davaya katılma talepleri kabul edilirken tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verildi. KKTC vekili Çetin Arslan'ın katılma talebinde bulunmamış olması nedeniyle sanık avukatlarının itirazları hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmeden heyet, oteli gören MOBESE kayıtların istenmesine ve dosyanın bilirkişi heyetine tevdi edilmesine karar verdi. Ayrıca heyet, ifadelerde geçen 1995 yılında inşaatta meydana gelen iş kazasıyla ilgili dosyanın Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığından istenmesine ve sanıkların farklı cezaevine nakilleri yönündeki taleplerle ilgili karar verilmesine yer olmadığına hükmetti. Duruşma, 26 Nisan 2024'e ertelendi.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'ta meydana gelen depremlerde Adıyaman'daki İsias Otel'de, KKTC'den voleybol turnuvası için gelen, aralarında sporcu, öğretmen, antrenör ve Türkiye Turist Rehberleri Birliği üyelerinin de bulunduğu 72 kişinin hayatını kaybettiği soruşturmada 5 kişi tutuklanırken, 11 kişi hakkında 'bilinçli taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olma' suçundan 22 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
3 Ocak tarihinde başlayan, 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nin 150 kişilik salonunda görülen davanın 4'üncü duruşması, sırasıyla sanıkların dinlenmesi ile devam etti.
Otel sahibi tutuklu sanık Ahmet Bozkurt, işini doğru bir şekilde yaptığını ileri sürdü. Depremin 7.7 değil de 7.2 şiddetinde meydana gelmesi durumunda otelin yıkılmayacağını iddia eden Bozkurt, daha önce olan depremde otelde bir çatlak dahi meydana gelmediğini ileri sürdü.
"Eğer bir tek İsias yıkılmış olsaydı, enkazın başına gider, hayatımı sonlandırırdım"
7 ameliyat olması gerektiğini söyleyen ve tahliyesini talep eden Bozkurt, DHA'nın aktardığına göre şu ifadeleri kullandı:
"Tek tip demir kullanıldı denilmesini kabul etmiyorum. 18'lik, 22'lik, 12'lik ve 8'lik demirlerim var. En ince demirlerim de 8’lik demir. Hep kum üzerinde duruldu. Bütün yapılarda, imar kanunlarına göre tavan tabyalarında aspolen kullanılıyor. Bu malzeme çok hafif, dolayısıyla herhangi bir darbede de o aşağı düştüğü zaman yaranmaya sebebiyet vermemesi için hafif bir malzemedir. Tavanlarda da kullanılır. Bizim kolonlarımız ortada, benim kolon ve kirişlerimden örnekler, numuneler alınmış.
Bugünün değerlerini bile karşılayacak düzeyde belgelerle konuşuyorum. Dolayısıyla bana ve evlatlarıma atılan suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum. Ben işimi düzgün yaptım. Eğer 7.2 şiddetinde deprem olsaydı binam yıkılmayacaktı. Binam şu anki yönetmeliklerde 7.2 şiddetine dayanacak düzeyde. Eğer deprem 7.7 yerine 7.2 şiddetinde olsaydı binam yıkılmayacaktı. Daha önce bölgede olan 7.2 şiddetinde bir depremde benim binamda sıva bile çatlamamıştı. Ben otelimde nasıl malzeme kullandığımı biliyorum. Benim mühendislerim binayı en sağlam şekilde yapmışlardır. Eğer bir tek İsias yıkılmış olsaydı, enkazın başına gider, hayatımı sonlandırırdım."
"İftiralara değil, adalete ihtiyacımız var; tek suçlu deprem"
Kendisinin hiç kusurunun olmadığını öne süren sanık Bozkurt, sözlerine şöyle devam etti:
"Depremde 850 bin bina yıkıldı, 52 binden fazla ölü var. Benim binamda da 72 kişi öldü. Ben de kahroldum. Yaşayamıyorum. Acıyı yaşıyorum. Yaşayan bir ölüyüm. Depremin acısını ben de yaşadım. Ailemden 300 kişi hayatını kaybetti. Ben de deprem sırasında yaralandım. 73 yaşındayım. Deprem günü su yok, kalacak yer yok. Ben ilk başta buradan ayrılmam dedim ama daha sonra ailemin isteğiyle Aksaray’a gittim. Ben kaçmadım. Kaçan insan teslim olur mu? Ben ve evlatlarım kendimiz teslim olduk. Depremin şiddeti bütün dünyayı yasa boğdu.
Eğer bu şiddette bir deprem 10 sene önce olsaydı, 10 sene önce bu felaketi yaşayacaktık. Bu kaç yılın biriken enerjisiydi. Bu depremin geçtiği fay, bir tek İsias’ın altında oluşmamıştır. Tüm Adıyaman’dan geçen fayda yıkım olmuştur. Biz suçlu değiliz, bize atılan iftiraların hepsini reddediyorum. Otelimde hayatını kaybeden yavruların hepsinin acısını ben de yaşıyorum. Benim ailelere hiç sözüm yok, ne deseler haklılar ama yüce adaletimize de güveniyorum. Bizim iftiralara değil, adalete ihtiyacımız var. Bu arada ben suçlu olmadığım için pişman değilim. Ama acım çok büyük. Eğer acımı pişmanlık olarak kabul edeceklerse eyvallah. Ben suçsuzum. Tek suçlu deprem. Benim 7 tane ameliyat olmam gerekiyor. Rahatsızlıklarımdan dolayı tahliyemi talep ediyorum."
Ara karar verildi
Mahkeme heyeti, 2 saati aşkın süren müzakerenin ardından ara kararını açıkladı.
Ölenlerin yakınlarının davaya katılma taleplerini kabul eden heyet, tur şirketi ile ölenlerin yakın olmayan akrabalarının katılma taleplerini reddetti.
KKTC vekili Çetin Arslan'ın katılma talebinde bulunmamış olması nedeniyle sanık avukatlarının itirazları hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmeden heyet, oteli gören MOBESE kayıtların istenmesine karar verdi.
İfadelerde geçen 1995 yılında inşaatta meydana gelen iş kazasıyla ilgili dosyanın Adıyaman Cumhuriyet Başsavcılığından istenmesine karar veren mahkeme, sanıkların farklı cezaevine nakilleri yönündeki taleplerle ilgili karar verilmesine yer olmadığına hükmetti.
Dosyanın bilirkişi heyetine tevdi edilmesine karar veren mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına hükmetti.
KKTC Başbakan Yardımcısı Ataoğlu'ndan açıklama
KKTC Başbakan Yardımcısı ve Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, duruşma sonrası basın mensuplarına yaptığı açıklamada, gelecek duruşmaya da katılacaklarını ifade ederek, "Birlik beraberlik içerisinde şampiyon meleklere vermiş olduğumuz söz, adalete olan güvenimiz, önümüzdeki süreçte devam edecek olan uzun yolculukta emsal teşkil edecek olan bir karardan bahsettik. Bugün ilk ara karar verildi, 26 Nisan'da duruşma olacak. Birtakım hazırlık yapılması gereken avukatların eksik evrakları var, onları da tamamladıktan sonra yine yolumuza devam edeceğiz" dedi.
Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği Başkanı Karakaya: Hepsi serbest kalacak diye endişelendim
Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği Başkanı Ruşen Karakaya ise davanın takipçisi olacaklarını söyleyerek, "Korktuğum karar olmadı. Aslında biraz endişelendim hepsi serbest kalacak diye. Ara karar olarak içerdeler, çıkmadılar çıkamayacaklar da umarım. En ağır cezayı alacaklar. Çok karar okudu mahkeme başkanı, idrak etmeye çalışıyoruz aileler olarak. Aslında biz daha erken bekliyorduk tarihi fakat 26 Nisan 2024'e erteledi mahkeme heyeti duruşmayı. Bilirkişi raporları, bazı evrakların gönderilmesi, sisteme girilmesi yazılmasıyla ilgili karar okundu. Adli kontrolle serbest olanların adli kontrolünün devamını istedi, bilirkişi raporları gelene kadar. 4 gün boyunca bir mahkeme süreci geçirdik" dedi.
Duruşma, 26 Nisan 2024'e ertelendi.