Anka'da yer alan habere göre, Cumartesi Anneleri/İnsanları'ne yönelik hukuksuz uygulamalara karşı İstanbul Tabip Odası İnsan Hakları Komisyonu tarafından basın açıklaması yapıldı. Ortak basın açıklamasını okuyan komisyon üyesi Dr. Meltem Günbeği, yakınlarının akıbetini öğrenmek için 28 yıldır mücadele eden Cumartesi Anneleri/İnsanları'nın eylemlerinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Anayasa Mahkemesi kararları hiçe sayılarak engellendiğini ifade etti.

Günbeği, "Ancak bu topraklarda umudun ve inadın simgesi olan Cumartesi Anneleri/İnsanlarıi her hafta kayıplarını aramaya devam ediyor. Bizler de İstanbul Tabip Odası olarak eylemlerinin 964. haftasında, yani bundan 4 gün önce, bu haklı arayışta anneler ile birlikteydik. Bu süreçte yaşananları basın aracılığıyla bir kere daha kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz" dedi.

"İşkence ve kötü muamele uygulamaları yapıldı"
Günbeği, Cumartesi Anneleri/İnsanları'nn Galatasaray Meydanı'ndaki 964. haftada yaptıkları eylem sırasında yaşananlara ilişkin şunları söyledi:

"Geçtiğimiz haftalarda olduğu gibi 964. haftada da Cumartesi Anneleri/İnsanları ve destek için orda bulunan bizlerin yolu, İstiklal Caddesi’nde yürüdüğümüz sırada polis tarafından kesildi. Polisler kalkanlarıyla bizleri ve Cumartesi Anneleri/insanlarını ablukaya aldı. Olayı izleyen basın emekçileri itilerek, hakaret edilerek ablukadan çıkarıldı. Abluka içerisinde olan insanların gözaltına alınması sırasında özel bir direnç gösterilmemesine rağmen amir olduğu bilinen polisler tarafından tahrik edici söylemler ısrarla devam ediyordu.

Ellerde tutulan karanfiller agresif şekilde koparılıp, ayaklar altında çiğnendi. Polis aracına bindirilme sırasında ise ters kelepçe, araç içine iterek sokma, hakaret etme, itiraz edenlerin kelepçelerinin bilerek daha fazla sıkılması şeklinde işkence ve kötü muamele uygulamaları yapıldı.

Gözaltı aracının içerinde sağlık sorunu yaşayan kişilerin şikayetleri, duymazdan gelindi. Giriş muayenelerine götürülen insanlar, hastane içine kadar kelepçe ile götürüldü. Hastane içerisine aynı anda toplu götürülmenin ve çok sayıda kolluk kuvvetinin alanlara girmesinin acil servis işleyişlerini aksattığı görüldü. Barışçıl ve anayasal hakların kullanılmasını talep eden bizlere karşı cezalandırıcı tutum, her aşamada devam etti. Muayene olanların giriş muayene raporlarını almaları, polislerce engellenmeye, alınan raporlardan kolluğun sicil numarası silinmeye çalışıldı. Hastaneye giriş ve çıkışlarda ise eşlik eden polisin kol sıkma, koldan çekiştirme şeklinde işkence kapsamında uygulamalara devam ettiği görüldü.

"Adalet ve demokrasi ısrarımızı bir kere daha beyan ediyoruz"
Her hafta Cumartesi insanlarına karşı yapılanlar ile de görünür olan insan hakları ihlalleri, birçok farklı alanda giderek artmaktadır. Cezasızlık politikasının, ihlallerin artmasında başat rol oynadığı ise aşikardır. Bizler sağlığın yalnızca fiziksel bir iyilik halinden ibaret olmadığını, ruhsal, sosyal ve siyasal iyilik hali olmayan bir toplumun sağlıklı olamayacağını bilerek, adalet ve demokrasi ısrarımızı bir kere daha beyan ediyoruz.

"İstanbul Protokolü’ne uygun olarak düzenlenmiş adli muayene odaları talebimizi tekrarlıyoruz"
Ayrıca İstanbul Tabip Odası olarak, muayene koşulları İstanbul Protokolü’ne uygun olarak düzenlenmiş adli muayene odaları talebimizi tekrarlıyoruz. Kelepçeli muayene, muayene ortamında kolluğun bulunması ve muayeneye müdahalenin suç olduğunu yineliyoruz. Adli muayeneleri yapacak hekimlerin, işkencenin raporlanması konusunda yeterli eğitimi alması için gerek tıp eğitimi gerekse meslek içi verilecek eğitimlerin önemini vurguluyor, meslektaşlarımıza da mesleki etik sorumluluklarını hatırlatıyoruz.

Bizler adalet, demokrasi ve insan hakları mücadelemizden vazgeçmiyoruz Yirmi sekiz yıldır kayıplarını arayan Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın yanındayız."