İngiltere’deki Bath Üniversitesi’nden araştırmacılar, ketojenik diyet uygulayanların kolesterol seviyelerinin yükseldiğini ve bağırsak dostu bakterilerinin seviyelerinin azaldığını bildirdi.

Bu etkiler diyete başladıktan sadece üç ay sonra ortaya çıktı ve üstelik bu diyeti uygulayanlar, daha az sert olan düşük şekerli diyet uygulayanlardan daha fazla kilo vermediler.

Uzmanlar, ketojenik diyete başlayan kişilerin uzun vadede sağlıklarına zarar verebileceği konusunda uyarıda bulundu.

Ketojenik diyet, düşük oranda karbonhidrat, yüksek oranda yağ ve yeterli ölçüde protein içeriyor. Vücudun bu şekilde, ketozis adı verilen bir duruma ulaşarak yağ yakması hedefleniyor.

Bu da ekmek, makarna, pirinç, mısır, fasulye ve kabak gibi nişastalı sebzelerin ve neredeyse hiç meyvenin tüketilmemesi anlamına geliyor. Karbonhidratlar olmadığında vücut enerji için depolanmış yağları yakmaya başlıyor ve bu da insanların kilo vermesine yardımcı oluyor.

ÜÇ FARKLI DİYET TEST EDİLDİ

Son araştırma için, 53 sağlıklı yetişkin rastgele üç diyetten birini uyguladı. Bunlardan biri keto yani düşük karbonhidratlı diyet, diğeri ise yine insanların kilo vermesine yardımcı olmak için tasarlanmış düşük şekerli diyetti.

Değerlendirmeye alınan son diyet de, İngiltere gibi yüksek gelirli ülkelerde yaşayan insanların ortalama gıda alımını ölçmek üzere tasarlanmış, “orta düzeyde şeker içeren bir diyet” olup deneyin kontrolü olarak kullanıldı. 

Araştırmacılar daha sonra çalışmanın dördüncü haftasında ve çalışmanın 12. haftasında kilo kaybı ve diğer sağlık göstergeleri gibi unsurları ölçtüler.  

Sonuçları analiz eden bilim insanları, keto diyeti uygulayan kişilerin sadece biraz daha fazla kilo verdiğini (2,9 kg) buldu. Diyetlerinden şekeri çıkaranlar ise yaklaşık 2,1 kg kaybetti.

SAĞLIKLARI BOZULDU

Ancak keto diyeti uygulayanlarda bir dizi endişe verici sağlık göstergesi tespit edildi. 

Uzmanlar, karbonhidratı azaltan katılımcıların kötü kolesterol seviyelerinin yükseldiğini, buna atardamarlarda tehlikeli plak birikimiyle bağlantılı olan belirli bir türün de dahil olduğunu buldu. 

Buna karşılık düşük şekerli diyet, insanların kanındaki kötü kolesterol miktarını düşürdü. Ayrıca katılımcıların bağırsak mikrobiyomu incelendi ve keto diyeti uygulayan kişilerde Bifidobacteria adı verilen bakteri seviyelerinin azaldığını buldu.

Probiyotik tedavilerde sıklıkla bulunan bu bakteri, B vitamini üretimine yardımcı oluyor, bağırsakta zararlı bakterilerin yerleşmesini engelliyor ve kolesterolü düşürüyor. Yine düşük şekerli diyetin bağırsak mikrobiyomu kompozisyonu üzerinde önemli bir etkisi olmadı.

Son olarak, keto diyeti uygulayan kişilerde vücutları karbonhidratları nasıl işleyeceğini unuttuğu için insülin direnci belirtileri de görüldü, bu da normal diyete geri dönerlerse tip 2 diyabet geliştirme risklerinin artabileceği anlamına geliyor.

Beslenme, egzersiz ve metabolizma uzmanı baş araştırmacı Dr. Aaron Hengist, sonuçların kilo verme diyetleri söz konusu olduğunda akılda tutulması gereken tek sağlık ölçütünün kilo kaybı olmadığını gösterdiğini söyledi.