Kışanak, Kobani davasında 10 yıl hapis cezası alan Mardin Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Ahmet Türk, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Ayşe Serra Bucak Küçük ile birlikte DEM Parti Diyarbakır İl Başkanlığı’nı ziyaret etti.

Partililer tarafından coşkulu bir şekilde karşılanan Kışanak, Kobani davasında alınan kararların bir anlamı olmadığını söyleyerek, cezaevinde bulunan tüm tutuklular özgür kalana kadar mücadelelerini sürdüreceklerini söyledi. Kışanak, “Cezaevinde bulunan bütün tutsaklarla birlikte gelmek isterdik. Biz biliyoruz ki, cezaevinin kapısı tamamen açılmayana kadar biz de özgür değiliz. Bugün burada sizlerle buluşmak, toprağımızla buluşmak, tabiki onur verici. Bu, sizlerin dışarıda, siyasi tutsakların da içeride verdiği onurlu bir mücadelenin sonucudur. Ama yüreğimiz buruk. Yoldaşlarımız bir kumpas davasında haksız, hukuksuz bir kararla karşı karşıya kaldı. Kobani aslında bir insanlık davasıydı, bir vicdan davasıydı. O zaman herkes, Kobani’de insanlığa, vicdana, onura sahip çıktı. Sonrasında bir kumpas davasıyla siyasi operasyonlar yapıldı. Dünkü karar bizim için anlamlı bir karar değildi. Ne hukuki olarak, ne insani olarak, ne vicdani olarak, ne de bu ülkenin hakikati gibi zerre kadar geçerli karar değil. Biz biliyoruz ki, oradaki arkadaşlarımızın her biri halklarımızın barışı için, özgürlüğü, demokrasi için yaşadılar. Bunun için nefes aldılar. Bugün de cezaevlerinde aynı direnişi sürdürüyorlar. Hep beraber mücadele edeceğiz. Bu haksızlığın sona ereceği, Selahattin ve Figen başkanın, cezaevinde bulunan bütün siyasi tutsak arkadaşlarımızın halkıyla, toprağıyla, ailesiyle buluştuğu özgür günleri beraber karşılayacağız. Bu umutla sizleri selamlamak istiyorum. Evet, yüreğimiz buruk ama umudumuz her zamankinden daha güçlü” dedi.

"Bugün dünden daha fazla örgütlü ve inançlı bir şekilde mücadele edeceğiz"
Kışanak’ın ardından söz alan Mardin Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ahmet Türk ise Kobani davasını siyasi bir dava olarak gördüklerini belirterek, şunları söyledi:

“Uzun süreden beri Kürt halkı siyasi bir soykırımla karşı karşıya. Kobani kumpas davası, Kürt halkını sindirmeye, susturmaya, Kürt halkının kazanımlarını ortadan kaldırmaya yönelik bir siyasi dava olarak karşımızda duruyor. Biliyoruz ki, geçmişten bugüne kadar Kürt halkının kazanımlarını yok etmek için adeta ırkçı, milliyetçi bir anlayışla karşı karşıyayız. Şunu bilmenizi istiyoruz; ne yaparlarsa yapsınlar, bu halk asla başını eğmeyecek. Özgürlüğü için, demokratik geleceği için, Kürt halkının özgür geleceği için mücadeleyi sürdürecek. Yüreğimiz buruk. Çünkü yoldaşlarımız halen içeride. Ama biz özgür ve demokratik gelecek için bugün dünden daha fazla örgütlü ve inançlı bir şekilde mücadele edeceğiz.”

Kobani davasında yüzlerce yıl ceza yağdı: Demirtaş'a 42 yıl, Yüksekdağ’a 30 yıl 3 ay ceza!
6-8 Ekim 2014 tarihlerindeki Kobani olayları nedeniyle eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da aralarında olduğu 108 sanığın yargılandığı Kobani davasında 83. duruşmada karar açıklandı. Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi, oybirliğiyle aldığı 130 sayfalık karar metninin özetini sanıkların ve avukatların yokluğunda okudu.

10 yıl önceki Kobani olaylarına ilişkin yargılanan sanıklara ağır cezalar veren mahkeme, 47 ayrı suçtan yargılanan yargılanan Selahattin Demirtaş'a toplam 42 yıl, Figen Yüksekdağ'a ise 30 yıl 3 ay hapis cezası verilmesine hükmetti.

Mahkeme, yargılanan 24 sanığa toplamda 407 yıl 7 ay hapis cezası verdi. Davada 5 tahliye, 12 beraat, 13 tutukluluğa devam kararı verilirken, firari 72 sanık hakkındaki dosya da ayrıldı. 

Karar duruşmasına katılmayan Demirtaş, son savunmasında “Vereceğiniz kararı yüzüme okumanıza fırsat vermeyeceğim. Kendinize okuyacaksınız” demişti.