İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Kırıkkale'de partisinin il başkanlığını ziyaretinde, İYİ Parti Kırıkkale İl Başkanı Yavuz Kuzucu'yu Kırıkkale belediye başkan adayı olarak belirlediklerini söyledi.

Seçime kendi adaylarıyla gideceklerini belirten Akşener, "Bu adımlarımız bizim hakkımızdır, hukukumuzdur. İlginç bir şekilde belli grupların bunu kabul etmediğini görüyoruz. İYİ Parti olarak böyle bir psikolojik harple karşı karşıyayız ama çok ilginç, tam tersine bizi tabiileştiriyor. Çünkü biz ülkemize faydalı olmak üzere kurulduk. İki yumruk arasında sıkıştırılmış oculuk, buculuk sisteminden Türkiye'yi çıkarıp, makulde buluşturmak, İYİ Parti olarak tekrar aynı sesi duyurmak üzere yola çıktık. Müstakil olarak seçime girme kararımızın bir karşılığı olarak Yavuz Kuzucu'yu bugün itibariyle Kırıkkale belediye başkan adayı olarak ilan ediyoruz" ifadelerini kullandı.

CAN ATALAY SORUSU
Akşener, bir gazetecinin, Türkiye İşçi Partisinden milletvekili seçilen Gezi Parkı davası hükümlüsü Can Atalay ile ilgili TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un, "TBMM, kendi gündemine hakimdir, kendi gündemi içerisinde ve kendi öncelikleri içerisinde bu konuda gereğini yapacaktır" ifadesini hatırlatarak "Sizce bunun gereği nedir?" sorusuna şu yanıtı verdi:

"Numan Kurtulmuş'un gereğini yapma eylemi, o fezlekeyi Meclis'e göndermeme, Genel Kurul'a göndermeme ise katılıyorum. Kendisine yüzde 100 katıldığım yer, herhangi bir kurumun kalkıp Türkiye Büyük Millet Meclisine sopa göstermesi, parmak sallaması kabul edilebilir bir şey değildir. Çünkü milletvekillerini siz seçiyorsunuz. Seçmen seçiyor, milletimiz seçiyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi milletin iradesinin ve demokrasinin var olduğu bir yerdir. Ona uygun davranmak herkesin görevidir. Eğer 'Ben talimatla iş yapmam, onun için de göndermiyorum' diyorsa öyle bir hakkı var, ona da katılıyorum."

OGÜN SAMAST'IN TAHLİYESİNE İLK YORUM
Akşener, "Ogün Samast'ın tahliyesiyle ilgili daha önce de 2 kez denetimli serbestliğe uygun görülmemiş, tahliye edilmemişti ama geçtiğimiz gün tahliye edildi. Nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusunu da şöyle yanıtladı:

"Ben hukukçu değilim ama büyük bir vicdani itiraz söz konusu olunca baktım, şöyle bir durum var, yaşı küçük olduğu için 21 yıl ceza verilmiş. Sonra bazı problemler nedeniyle 24 yıl ceza almış. Fakat Türkiye'de Hrant Dink gibi hangi yönden olursa olsun yani farklı görüşlerdeki pek çok kanaat önderinin saygı duyduğu bir ismin o dönem her kim olursa olsun birinin katledilmesi iğrenç bir şeydir, o başka bir şey. Ama pek çok vicdanı orta noktada toplayan katletme eylemi bu. Dolayısıyla caydırıcılığın muhafaza edilmesi lazımdı. Hakikaten vicdanları yaralamıştır. Dolayısıyla da doğru bulmadığımı ifade etmek isterim. Yani sonuna kadar cezasını çekmeliydi."

YÜKSEK YARGIDA KRİZ
Başka bir gazetecinin, "Yargıda iki mahkeme arasında yaşananları nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Akşener, şunları kaydetti:

"Anayasa Mahkemesinin kararını beğenmeyebiliriz, paylaşmayabiliriz, doğru bulmayabiliriz ama uygulanmaması mümkün değil. Anayasa varken bazı hükümlerini beğenmeyebilirsiniz. Geçen de onu söyledim ama çarptırıldı. Beğenmediğiniz maddeleri değiştirinceye kadar uymak zorundasınız. Aksi takdirde Anayasayı askıya almış olursunuz ki bunun adı da kim yaparsa yapsın, darbedir. Söylemeye çalıştığım o. İşte Anayasa, hukuk bu. Kurumlar arasında 'Ben seni beğenmiyorum, mahkemeye veriyorum, suç duyurusunda bulunuyorum', böyle bir şey mümkün değil. Bu bir ciddiyetsizliktir."