Merkez Bankası, politika faizin 500 baz puan artışla yüzde 40'a yükseltti. Karar metninde ekim ayında bir miktar gerileyen manşet enflasyonun son Enflasyon Raporu'nda sunulan görünümle uyumlu seyrettiği belirtildi.

Yurt içi talebin mevcut seviyesi, hizmet fiyatlarındaki katılık ve jeopolitik risklerin enflasyon baskılarını canlı tuttuğunu ifade eden TCMB öte yandan, yakın döneme ilişkin göstergeler, parasal sıkılaştırmanın finansal koşullara yansımasıyla yurt içi talepteki dengelenmenin başladığına işaret ettiğini belirtti.

Enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarında sınırlı bir iyileşmenin başladığını ifade eden TCMB dış finansman koşullarındaki iyileşme, rezervlerde süregelen artış, talepteki dengelenmenin cari işlemler hesabına desteği ve Türk lirası varlıklara yurt içi ve yurt dışı talebin artmasının, döviz kuru istikrarı ve para politikasının etkinliğine güçlü katkıda bulunduğunu söyledi. TCMB bu çerçevede, aylık enflasyonun ana eğiliminde düşüş gözlendiğini vurguladı.

"Sıkılaştırma kısa bir zamanda tamamlanacak" 
TCMB, dezenflasyonun tesisi için gerekli parasal sıkılık düzeyine önemli ölçüde yaklaşıldığını değerlendirdi.

Bu kapsamda TCMB parasal sıkılaştırma hızının yavaşlatılacağı ve sıkılaştırma adımlarının kısa bir zaman diliminde tamamlanacağı mesajını verdi.

Fiyat istikrarının kalıcı tesisi için gerekli parasal sıkılığın ise gerektiği müddetçe sürdürüleceği değerlendirildi.

"Cesaretli ve sert bir karar"
Eski Ziraat Bankası Genel Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Şenol Babuşcu, en güçlü olasılığın 250 baz puanlık artışı olduğunu ancak zayıf olasılık olan 500 baz puanlık artışın gerçekleştiğini söyledi. Merkez Bankası kararının cesaretli ve sert bir karar olduğunu dile getiren Babuşçu, "Bundan sonraki süreçte Merkez Bankası nisan ayındaki yerel seçimlere kadar faiz artırımlarına bir müddet ara verebilir. Seçimlerden sonra tekrar değerlendirir. Bu karar en çok da mevzuat ve kredi faizlerini etkileyecek. Özellikle kredi faizleri yüzde 60’ların üzerine çıkacaktır. Bu yüzde 60’ların üzerinde olacak olan kredi faizleri bireyleri ve şirketleri  2024 yılında ciddi sıkıntılarla karşılaşmasına neden olabilir" değerlendirmesinde bulundu. 

"Zayıf finansal durumda olan firmalar elenmeye başlayacak"
Merkez Bankası'nın piyasanın beklentilerini gerçekleştirerek, samimiyet ve güven sorununu azalttığını belirten Uluslararası ekonomi ve finans uzmanı Dr. Murat Kubilay da, piyasalarda yeni bir finansal belirsizlik ve istikrarsızlık durumlarının gündemden düştüğünü söyledi.

Diğer taraftan beklenen döviz gelmediği için bu artırımların korunması gerektiğini ifade eden Kubilay, "TL cinsinden varlıkların, cazip hale gelebilmesi için artırımlar korunmalı. Bu yapıldığı zaman da reel ekonomideki etkiler daha olumsuz olacak. Faiz artırımlarının piyasalardan öte reel sektöre geçişi aşamalı oluyor. Önceki dönemlerde uygun kredi kullanan firmaların maliyet yükleri yavaş yavaş artıyor.  Dolayısıyla ekonomide bir daralma oluşacak. Zayıf finansal durumda olan firmalar elenmeye başlayacak" dedi. 

Bunun etkilerinin işçi ücretlerinde ve işsizlikte de görüleceğini vurgulayan Kubilay, "Bunun sonucunda siyasi sonuçlar yaşanacak. Fakat bunlar şimdi hafiften başlamış olsalar dahi yerel seçimden sonra daha net bir şekilde gözlemleyeceğimiz sonuçlar. Bu nedenle beklemediğimiz bir sürpriz yaşanması veya Ortadoğu'da son dönemde yaşanan olaylar gibi durumlar yaşanmaz yerel seçimlerin ana gündemi bu konu olmayacak diye düşünüyorum. Özetle finansal istikrar anlamında olumlu ama yavaş yavaş reel sektörü zorlayıp yoksulluğun artmasına neden olacak karar silsilesinin başlarındayız. Yavaş yavaş bu geçişi gözlemleyeceğiz" diye konuştu.