Gazeteci yazar Murat Yetkin, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın bildirimiyle Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim’in Lefkoşa Büyükelçiliğine, Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu’nun da hali hazırda Prag Büyükelçiliğinde görev yapan Egemen Bağış'ın yerine atanmasını duyurmasını gündemine taşıdı. Üç atamanında "siyasi" olduğunu söyleyen Yetkin, atamaları "ödül ve ceza" olarak değerlendirdi.

"Artık siyasi büyükelçilerin köşe kapmaca oynadığı, ya da oynatıldığı bir dönem" diyen Yetkin'in köşe yazısının ilgili bölümü şöyle:

"Artık siyasi büyükelçilerin köşe kapmaca oynadığı, ya da oynatıldığı bir dönem.  Gelelim son atamaların tahliline, ödül mü ceza mı sayılması gerektiğine.

Mevlüt Çavuşoğlu döneminde Özel Kalem’de yetiştikten sonra Bakan Yardımcısı yapılan Yasin Ekrem Serim’in babası Maksut Serim, Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde Örtülü Ödenekten sorumluydu. Baba Serim’in daha sonra KKTC’de Halil Falyalı’yla şirket ortağı olduğu TBMM’de tartışma konusu olmuştu. Çünkü Falyalı hakkında 2016’da ABD’de yapılmış kara para aklama ve uyuşturucu ticareti suçlaması vardı. 

Fidan’ın Serim’in muhtemelen hâlâ geçerli torpili nedeniyle bakanlıktan göndermeyip “uzaklaştırma” cezası verdiği kalıyor. Umalım işler Kıbrıs Türklerinin aleyhine gelişmesin.

Feyzioğlu: ceza değil ödül mü?

Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı yaparken Erdoğan’ın en keskin muhalifliği ve CHP başkan adaylığından en yakın muhiplerinden birine dönüş yapan Metin Feyzioğlu’nun Lefkoşa Büyükelçisi olarak atanması ödül sayılırdı.

Şimdiyse bu “yer değiştirmenin” ceza olduğu algısı öne çıkıyor medyada. Gerekçe olarak da CHP lideri Özgür Özel’in 20 Temmuz’da 1974 Kıbrıs Barış Harekâtının 50 yıl törenleri için Ada’ya gittiğinde Feyzioğlu’nun kendisini karşılamaya gelmediği yolundaki şikâyeti gösteriliyor. CHP lideri şikâyet etti diye Erdoğan’ın haftasına Türkiye Büyükelçisini görevden alacağına kusura bakmayın ben inanmıyorum. Kaldı ki Feyzioğlu görevden alınmış değil.

Erdoğan, Ferzioğlu’nu cezalandırmak istese artık görev vermeyebilirdi.

Oysa Erdoğan, Feyzioğlu’nu adeta taltif ederek, yıllarını Dışişlerinde böyle bir makama atanmak için geçirmiş nice diplomatın can atacağı Avrupa Birliği üyesi Çekya’nın başkentine uygun görmüş.

Ceza değil, ödüldür.

Egemen Bağış ve siyasi atamalar

Feyzioğlu’nun gönderileceği Prag’taki Türk Büyükelçisi Egemen Bağış’ın akıbeti konusunda bir haber henüz yok.

Kendisine sordum, “Görev sürem doldu. Önemli işlere imza attık, ticaret hacmini 3 milyar dolardan 6,5 milyara çıkarttık” dedi, ama henüz kendisine tebliğ edilen görev -28 Temmuz sabahı itibarıyla- olmamıştı.

Diplomasinin bir aygıt, sadece dış politikada değil, hayatın her alanındaki ilişkilerde kullanılan bir aygıt olduğu da unutuluyor diğer yandan. Türk dış politikasının Lozan ve Montrö anlaşmalarıyla hala en belirleyici ismi İsmet İnönü bir askerdi örneğin, meslek memuru değildi. Ama Dışişlerinde bunun dengesi kaçıyor sanki."

Yazının tamamını okumak için tıklayın