Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, 6 ve üzeri büyüklükteki depremler olduğunda depremi minimum zararla atlatan kentleri ‘deprem dirençli kent’ olarak tanımladıklarını belirtti. Görür, Antalya’nın henüz depreme dirençli kent kategorisinde olmadığını söyledi.

"FARKINDA DEĞİL"
Görür, “Antalyalıya sorsak, 'Burada deprem olmaz' der. Antalyalı deprem ülkesinde yaşadığının farkında değil” yorumunu yaptı. 

Afet İşleri Müdürlüğü’nün Antalya’yı 1999 Marmara Depremi’nden sonra 4. dereceden 2. derece deprem bölgesi kategorisine almasını eleştiren Görür “Bir şey neyse odur” dedi. 

"GÖÇÜK YAPABİLİR BİR ZEMİN"
Antalya’nın zemin yapısının taşıdığı risklerin altını çizen Görür, “Antalya kendi içinde çok dikkatli olması gereken bir kent çünkü kendine özgü zafiyetleri var. Kuzey kara kısımları çözerlerle dolu, Güney kısmı ise deniz halinde. Denize yakın kıyı kısmı alüvyon ile dolmuş ya da traverten zemin. Bunlar sağlam, güçlü zeminler değildir. Alüvyon en tehlikeli zemindir. Traverten, alüvyona göre belli sertliği olan ancak kolay kırılabilir, çökebilir, göçük yapabilir bir zemindir” değerlendirmesini yaptı.

"GELECEĞİ PARLAK DEĞİL"
Antalya’yı yönetenlerin bu zeminin farkına varması gerektiği uyarısında bulunan Görür gökdelenleri “Antalya bu şekilde gökdelen ile doldurulursa deprem açısından geleceği hiç parlak değil. Heveslenip ranta dayalı gökdelenler yapmamak gerekiyor. Bu bölgede yapabileceğin bina en fazla üç dört katlı olabilir. Yüksek binalar, zemin açısından riskli” sözleriyle eleştirdi. 

Antalya’yı etkileyebilecek fay hatları hakkında da detaylı bilgi veren Görür, kentin doğu, batı ve kuzeydeki fay zonlarının arasındaki 50-100 km çapın içinde kaldığına işaret ederek, Antalya’nın çevresindeki bu fayların çalışması sonucu oluşacak depremden etkileneceğini söyledi. 

"FAY OLARAK BİR TEHDİT ALANI"
Güney’de Helen- Kıbrıs fay zonunun Antalya’da en büyük depremi üretme potansiyeline sahip olduğunun altını çizen Görür,” Girit yakınlarında bir iki asır önce 8 üzeri depremler var. Şu anda da Ege ve Doğu Akdeniz’de küçük depremle üretiyor ama büyük depremler üretme potansiyeli var. Bu dalma batma zonu da Antalya açıklarında Antalya’nın, Anadolu Levhası altına dalan bir zon. Burası da fay olarak bir tehdit alanı” dedi.

"ISRARLA ÖNERİYORUM"
Görür, belediyelerin deprem konusunda yapı stoku envanterlerinden önce faylar hakkında ayrıntılı çalışmalar yapmaları gerektiğini savunarak “Bir kenti depreme hazırlarken tehdidin büyüklüğünü, zamanını ve yerini bilmelisin ki önlem alabilesin. Bu faylar ile kent yöneticileri genelde ilgilenmiyor. Tüm Türkiye’de bu böyle. O nedenle ben yerel yönetimleri tehdit eden fayların ayrıntılı çalışmalarını yaptırmalarını ısrarla öneriyorum. Yerel yönetimlerse yapı stoku üzerine yapışıyor” dedi.