Politika

Hatimoğulları: 24 arkadaşımız 'kral çıplak' dediği için cezalandırıldı

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin haftalık grup toplantısında gündemdeki gelişmeleri değerlendiriyor.

Grup toplantısının yapıldığı salondaki sıralara Kobanê Davası’ndan ceza alan Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve diğer tutuklu siyasetçilerin fotoğrafları yer aldı.

Hatimoğulları'nın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

Kafkasya’nın kadim halklarından Çerkesler, 160 yıl önce bugün Karadeniz’in ‘karanlık’ sularında büyük bir trajedi yaşadılar. Yurtlarının ilhak edilmesine karşı direnen Çerkesler, kadın ve çocuk ayrımı gözetilmeden kitlesel katliamlara tabi tutuldular. 21 Mayıs 1864’te yurtlarından sürülmeye başlanan milyonlarca Çerkes bu büyük zorunlu göçte yaşamlarını kaybetti. Büyük bir insanlık trajedisi olan Çerkes sürgününü unutmadık, unutturmayacağız. Acılarını paylaşıyor, felakette yitirilenleri saygıyla anıyoruz.

Geçtiğimiz perşembe günü Kobanê Kumpas Davası’nda 24 arkadaşımıza siyaset yaptıkları için, IŞİD’in katliamlarına karşı çıktıkları için, AKP’ye “Kral çıplak” dedikleri için tam 407 yıl 7 ay hapis cezası verildi.

16 Mayıs’ta yargılanan siyasetçiler değil, toplumsal itiraz hakkıydı.

Kürtlere kan kusturulurken; ülkede özgürlükler katledilirken, işçiler-emekçiler- yoksullar ölüme terk edilmişken biz sosyalistler olarak sessiz kalamayız” diyen yoldaşlarımıza düşman hukuku uygulandı.

Bu kumpas davasıyla HDP’nin Türkiye halklarını birleştiren gücü, sosyalistlerle Kürtlerin ortak mücadelesi, barış, eşitlik, kardeşlik, adalet, özgürlük fikirleri mahkûm edilmek istendi.

Bu intikamı almak için yıllardır Yasin Börü’yü arkadaşlarımızın öldürdüğünü iddia ettiler. Bir çocuğun ölümünü siyasi intikama malzeme edecek kadar düşkünleştiler.

Erdoğan dünkü açıklamasında karara rağmen Yasin Börü’nün öldürülmesinden bahsediyor. Yurttaşı yanıltmaya devam ediyor. Şimdi kararda ne gördük? Yargılanan hiçbir arkadaşımız, bir tek kişinin ölümünden sorumlu değil. Yıllarca arkadaşlarımızı utanmadan cinayetlerle suçlayanlar, meydanlarda hayasızca bu düzmece üzerinden yargıya talimat verenleri tarihin kara sayfalarında yerini çoktan aldı. Şimdi ne oldu ölümlerle yıllarca sorumlu tutulan arkadaşlarımız bu konuda beraat etti. İftira ve kumpas kampanyanız çöktü ve altında kaldınız.

Dün AKP genel Başkanı Erdoğan Kobani kumpas davası hakkında yorum yapıyor. Verilen karar bu davanın savcısı ve hâkimi olan Erdoğan’ın, Bahçeli’nin yüreğine su serpmiş olabilir. Ama Türkiye’deki demokratik kamuoyunun, Kürtlerin, Türkiye halklarının yüreğinde de büyük bir öfke yarattı. Erdoğan “Kobani siyasi dava değil” diyor. Evet Erdoğan bu sadece siyasi dava değil, aynı zamanda bir siyasi intikam davasıdır. Bu davanın iddianamesi A’dan Z’ye kadar bir kumpastır.

Siyaseten yenemediğini emrindeki yargıyla, hapishanede rehin tutma davasıdır. Davaya atadığınız çete üyesi hakimler, cüppe giymiş siyasiler, Saray eşrafı ve küçük ortağı şunu iyi bilsin ki bu dava Türkiye tarihinin en büyük siyasi ve komplonun olduğu davasıdır.

NORMALLEŞME TEPKİSİ

Normalleşme dediğiniz; “Kürtsüz bir normalleşmedir”, “Devrimcilerin, sosyalistlerin, aydınların, demokratların, kadınların, biat etmeyenlerin olmadığı bir yumuşamadır”.

Bu anormalliği Türkiye’nin önüne normalleşme olarak sunamazsınız. Bu normalleşme değil darbenin alasıdır.

Sevgili Sebahat’i, Gültan’ı, Ayla’yı, Ayşe’yi, Meryem’i aldık, bir yandan hasret dolu buruk bir kavuşma yaşıyoruz, bir yandan bu davadan 13 arkadaşımız hala tutsak. Kimsenin şüphesi olmasın ki, 13 arkadaşımız da çok yakında bizlerle olacak. Bu büyük insanlık yürüyüşünde, bu büyük özgürlük kervanında içerden değil, dışarda katkılarını verecek.

Savunmalarında savunmadan öte Türkiye ve Ortadoğu siyasetine ders niteliğinde sunumlar yaptılar. Yargılanmadılar. Yargıladılar. Hepsiyle gurur duyuyoruz. Onur duyuyoruz.

CEZA ALAN SİYASETÇİLERİ ANLATTI

1) Günay Kubilay yoldaşımız, siyasi hayatını Türkiye Sosyalist hareketinin mücadele birliğine ve Kürt özgürlük mücadelesiyle dayanışmaya adamıştır. Birleşik süreçlerimizin tümünde her zaman en önde olmuş bir enternasyonallisttir.

2) Alp Altınörs öğrenciliğinden bugüne sosyalizm mücadelesinden bir gün bile kopmadan, tüm cezalara, hapislere rağmen ne sokaktan ne de yazmaktan, üretmekten vazgeçmiştir.

3) Bülent Parmaksız sosyalist hareketin, Kürt özgürlük mücadelesi ile kesiştiği her yerde olmak, her fırsatta bu ittifak zeminin oluşması için fedakârca çalışarak geçmiştir. Büyük Ortadoğu Projesine karşı Halkların Ortadoğu Projesi perspektifiyle Filistin ve Kürt halkının hakları için mücadele etmiştir.

4) İsmail Şengül içinden geldiği sosyalist geleneğin Kürt halkıyla buluşmasında emek verdi. Bugün İsmail yoldaşımız şahsında ortak mücadeleden intikam alınmak isteniyor.

5) Nazmi GürHDP ve öncesinde kurulan siyasi partilerin tüm kademelerinde görev almış, ömrünü barış ve insan hakları mücadelesine adamıştır.

6) Dilek Yağlı “Bugün nasıl ki Filistin için insanlar çağrı yapıyorsa o gün de Kobanî için çağrılar yapılıyordu” diyerek iktidarın iki yüzlülüğünü mahkeme boyunca yüzlerine vurmuştur.

7) Ali Ürküt. HADEP’ten bugüne il başkanlığından, MYK üyeliğine, RTÜK üyeliğine kadar verilen her görevi layıkıyla yapan yoldaşımızdır.

8) Zeynep Karaman yıllarını Kürt halkının özgürlük mücadelesine ve kadınların özgürleşmesine vermiş, zulmün karşısında bir adım bile geri atmamıştır.

9) Özgürlük mücadelesi ve kadın mücadelesi savunucusu Pervin Oduncu “Tecrit kırılırsa barış olur” diyerek düşman hukukuna rağmen iktidara ve devlet aklına doğru yolu göstermiştir.

10) Zeynep Ölbeci “Şimdiye kadar elde ettiğimiz kazanımlar erkek zihniyetine karşı verdiğimiz mücadelenin sonucudur” diyerek siyasal mücadelesini kadın özgürleşmesine adadığını ifade etmiştir.

11) Aynur Aşan Mersin il başkanlığı görevini yürütmüş, kadın özgürlüğü, sosyalizm ve kürt özgürlük mücadelesinin yılmaz bir emekçisi olmuştur.

12) Sevgili Figen Yüksekdağ’a 32 yıl ceza verdiler. Ömrünü devrimci, sosyalist mücadele içerisinde, Kürt halkının yanında, açlığa ve yoksulluğa karşı mücadeleye, kadınların kurtuluş mücadelesine adamış bir siyasetçidir.

“Kimsenin yüzü düşmesin. Yüreği kararmasın. Bugüne kadar yıkamadılar. Diz çöktüremediler. Ağır bedellerle, cefalarla beslenen yolumuzdan döndüremediler. Bundan sonra da başaramayacaklar. Direne direne var olduk. Direne direne kazanacağız…” sözleriyle karşıladı kararı.

13) Sevgili Selahattin Demirtaş. 90’lı yıllarda bugünkü iktidarın ortağı karanlık güçlerin uyguladığı insanlığa karşı suçlarla ilgili insan hakları mücadelesi vermiş. Aktif siyasete katılarak ülkenin barışının sembol isimlerinden biri olmuştur. Onun şahsında insan haklarından, barış mücadelesinden, Kürt siyasetinden intikam alınmak istenmiştir.

“Bin ömrüm olsa hepsini halkım için feda ederim. Moralli olun. Dik durun. Direnin. Umudumuzu, hayallerimizi geleceğimizi zorbalara teslim etmeyeceğiz. Biz bir insanlık hareketiyiz. Biz yenilmezler hareketiyiz.”

Bu Karar yok hükmündedir

Ayrıntılar Geliyor...