İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, AYM kararı tanınmayarak dosyası ikinci kez Yargıtay'a gönderilen Gezi hükümlüsü ve TİP Hatay Milletvekili Can Atalay'a dair"Can Atalay’ın yeri TBMM’dir. Bugünün açılacak penceresi şu; Can Atalay acilen TBMM’deki koltuğuna oturmalıdır. Yargı sistemini, demokrasiyi, anayasal hakları sınıfta bırakıyorsunuz. Dünyaya bizi rezil ediyorsunuz. Anlatamıyoruz hiçbir ülkeye" dedi. İmamoğlu, mülteci ve sığınmacı politikalarına ilişkin olarak ise "Savaştan kaçan, şu, bu dedik. Zaten 6-7 milyon mülteci ile karşı karşıya kaldık. Bu şehir, iki buçuk milyona yakın insanı; bakın, insani tarafımla da söylüyorum. O insanları da bu şekilde buralara sürüklemek ve bu bu şekilde tutmak bizim şehrimizi de ülkemizi de tehlike altına soktu. Bunların hepsi sorgulanacak, bunlar büyük işler Memleketin son on yılında yaşatılan mülteci ve sığınmacı politikası Türkiye'nin 30-40 yıl sonra büyük sorunu olacak. Bunun temelini attılar" dedi.
İBB Başkanı İmamoğlu, SZC TV'de Senem Toluay Ilgaz moderatörlüğünde; Duayen Gazeteci ve Sözcü Yazarı Uğur Dündar, Sözcü Tv Sunucusu İpek Özbey ve Sözcü Yazarları İsmail Saymaz ile Deniz Zeyrek'in sorularını yanıtladı. İmamoğlu'nun konuşmasından satır başları şu şekilde:
"2002’de iktidar olan parti hala iktidarda. O dönemdeki şehitlerie bakalım. Uzun zamandır bakıyoruz ki artık 100’lü 200’lü sayılarda canımızı yitiriyoruz. Masum insanlar ölüyor. Senede 150-200 insan ölüyor. Yapılan tek açıklama var. ‘Şehitlerimizin kanı yerde kalmayacak’ Tabii ki şehitlerimizle ilgili teröre karşı ortak mücadele veririz. Asıl mesele terörün tırmanması. Her olaydan sonra mesele siyasileştiriliyor. Sabahtan akşama kadar bir terör örgütünün ismi anılmaz, reklamı yapılmaz. Partimizin Genel Başkanı Sayın Özgür Özel kullanmadı adını örgütün diye linç etmeye kalkanlar var. Bunlar ucuz işler. Bu memlekette insanların vatan, bayrak sevgisi ölçülemeyecek işlerdir. Bu tür saldırılar vatandaş girişimleri değil. Bunlar her seçim öncesi oynanan basit işler.
CHP'nin ortak şehit bildirisini neden imzalamadıklarına ilişkin eleştilere dair şunları söyledi:
Bir metne imza atılmadı. Yayınladıkları metnin içeriğine baksınlar. Bu metinde bir sıkıntı var. Şunu yapmadılar; hiçbir dönem hükümetin hesap, bilgi vermediği bir ortama dönüştü. Meclis’te buna dönük bir talep var. Bu konuda bilgi istemek, detayları almak hakkı herkesin hakkı. Ne için insanlarımız şehit oldu? Birçok şeyin üstü kapandı memlekette. Terör saldırısı oldu ama neden ve nasıl oldu? Birçok şeyin üstü kapatılıyor. Bu sefer cambaz oyununu milletimiz tarafından çöpe atılacağını düşünüyorum. Bu memlekete yapılan büyük bir kötülük. Buna müsade etmeyeceğiz.
Gezi hükümlüsü ve TİP Hatay Milletvekili Can Atalay'ın durumu ile kendisinin adaylığının engellenmesiyle ilgili soruyu ise şöyle yanıtladı:
"Ben elbette hukukçu değilim. Meselenin özü şu; Can Atalay’ın yeri TBMM’dir. Bugünün açılacak penceresi şu; Can Atalay acilen TBMM’deki koltuğuna oturmalıdır. Yargı sistemini, demokrasiyi, anayasal hakları sınıfta bırakıyorsunuz. Dünyaya bizi rezil ediyorsunuz. Anlatamıyoruz hiçbir ülkeye. Benim can yol arkadaşım Tayfun hapiste, diğer Gezi tutukluları hapiste. Tayfun benim neredeyse 15 yıllık arkadaşım. Gezi döneminde onu odasında ziyaret eden, hatta o dönemde CHP ilçe başkanlığı yapan biriydim. Tayfun’un anlattıklarına bire bir şahidim. Aynı zamanda meslek itibarıyla da dostuz. Bu insanın devletin hangi makamlarıyla oturup neleri konuştuklarını biliyorum. Neleri çözmeye çalıştıklarını biliyorum. Basiretsiz, anlamsız suçlamalarla muhattap ediyorsunuz. Şimdi anayasal hak olarak seçilmiş birinin Meclis’e gelmesini önlüyorsunuz. Utanç verici. Gazetecilere, siyasetçilere, vatandaşlarımıza yapılmadık şey kalmadı. İnsanlar da endişe ediyor. Ekrem İmamoğlu’na bir şey olur mu? Hapse atılır mı? Biz, Allah’ın izniyle yargıda hakkıyla karar alan mensupları biliyoruz, görüyoruz. Verilen mesnetsiz bir kararın da geriye döneceğine olan inancımı belirteyim."
Bozuk olduğu iddia edilerek haberleştirilen yürüyen merdivenlere ilişikin olarak ise İmamoğlu, şunları söyledi:
"Bu benim işim. Zamanında yapılan yanlışlar da var. Açık hava koşullarına uygun olmayan bir kısım yürüyen merdivenler var. Örneğin; Büyükdere üzerindeki metro hatlarımızda o bölümlerin üzerini kapatıyoruz. Yağmurdan arızalanan yürüyen merdivenlerimiz var. Özel yetkili bir denetim firmasını da işin içine katarak bir çalışma yaptık. Oranlarımız iyi. Fakat o kadar kirleten haber yapıyorlar ki... Günlük 6 bin otobüsümüz yola çıkıyor. Herhalde günde birkaç tanesi arızalanacak."
"Gün gelir abla-kardeş karşılıklı konuşulur halledilir"
İmamoğlu, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in "Partimize kurumsal operasyon olduğu ortaya çıktı. Bu, bir siyasi partinin içişlerine karışmak demektir. Şu an itibariyle bir savaş ilanı olarak kabul ediyorum. Varım, buyursunlar. Ben idmanlıyım" sözlerine ilişkin olarak değerlendirme yaptı.
"Meral Akşener birden bire size ciddi suçlamalar yükledi. Sizin aranız neden açıldı?" sorusunun üstüne "Akşener'in bazı sözleri beni incitti" diyen İmamoğlu, şu yanıtı verdi:
"Hiçbir şekilde ben üstüme alınmadım bu sözlerle ilgili. Seni hedef alıyor diyorlar. Üzüldüm, üzülüyorum. Sözler söylenebilir. Meselenin daha da geçmişi vardır. Üzerime hiç alındığım tarafı yok. Ama gün gelir abla-kardeş karşılıklı konuşulur halledilir. Sert söylemler, ifadeler,rota değişimi bir parti için doğaldır. Bunun muhattabı biz değiliz. Bu meselenin 3 aşaması var. Genel İrade Kurulu karar alıyor. Biz kendi adayımızı çıkaracağız. Ümit bitmiş midir? Siyasette ümit bitmez. İyi Parti'nin Grup Başkan Vekili, Ekrem İmamoğlu'na gelip diyor ki 'Başka yol bulamaz mıyız?' diye. Ben olabilir dedim ama kabul görür mü dedim. Bu çalışma yapıldı bana iletildi. Salı günü biz Özgür Özel ile buluştuk. İYİ Parti Grup Başkan Vekili görevden alındı diye bize haber geldi. Sayın Meral Akşener ile abla-kardeş olarak yönettiğimiz bir süreç var. 2024 Mart ayında bitiyor. Biz oraya kadar müttefikiz. Benim Meral Hanımla en son samimi bir sohbetim oldu. Yarım saate yakın telefonda konuştuk. 'Ben her zaman buradayım' dedim. Bazı sözleri beni incitti ama abla-kardeş olarak çözeriz bunu."
"Benim Sayın Kılıçdaroğlu ile aram bozuk değildir"
Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile arasının bozuk olmadığını belirten İmamoğlu "Sayın Özgür Özel ile muazzam bir diyaloğumuz var. Ben kurumsal yapıda hangi sorumlulukları almam gerektiğini iyi bilirim. Benim Genel Başkanım. Kurumsallığa Ekrem İmamoğlu'nun olduğu yerde zeval gelmez. Bir seçim yaşandı. Ben seçimden sonra düşüncelerimi Sayın Kılıçdaroğlu ile paylaştım. Partimle ilgili bir kelime konuşamam dedim ve 188 gün çıkmadım. Ben partimle ilgili sorunları kimseyle konuşmam. Benim Sayın Kılıçdaroğlu ile aram bozuk değildir. Ankara'ya gitsem görüşürüm. Umarım yapabiliriz. Aile meselelerimi dışarda konuşmam. Bir derdim varsa partimin, şehrimin lehine ne düşünüyorsam kendileri ile paylaşırım" dedi.
"6-7 milyon mülteci ile karşı karşıya kaldık"
Türkiye'nin mülteci ve sığınmacı politikalarını eleştiren İmamoğlu, şunları söyledi:
"Savaştan kaçan, şu, bu dedik. Zaten 6-7 milyon mülteci ile karşı karşıya kaldık. Bu şehir, iki buçuk milyona yakın insanı; bakın, insani tarafımla da söylüyorum. O insanları da bu şekilde buralara sürüklemek ve bu bu şekilde tutmak bizim şehrimizi de ülkemizi de tehlike altına soktu. Bunların hepsi sorgulanacak, bunlar büyük işler Memleketin son on yılında yaşatılan mülteci ve sığınmacı politikası Türkiye'nin 30-40 yıl sonra büyük sorunu olacak. Bunun temelini attılar."