Politika

Mansur Yavaş: Kazanacağımızdan şüphem yok; zirvede bırakmak lazım!

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, “Ankara'da 5 yıl boyunca hiçbir yerde benim fotoğrafımı görmediler. Sadece bir minibüs, bir şoför ve tek korumayla halk gördü, kabullendi. Kazanacağımızdan şüphem yok. Bir söz vardır 'zirvede bırakmak lazım'. Kötü olmadan bırakmak lazım. Ben iki dönemin yeterli olduğunu söylüyorum” dedi. Yavaş, içme suyu projesi için de, “Projeyi yapıp, sayın Cumhurbaşkanına çıktım. Yatırım programına alındı. 275 milyon dolar kredi buldum. Cumhurbaşkanının onayladığı acil yapılması gereken bu proje mecliste reddedildi. Ben veto ettim, 8 aydır mecliste bekliyor. Sürekli erteleme veriyorlar. 8 ayda faiz oranları artıyor, dövize gelen zamlar var” diye konuştu.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP adayı Mansur Yavaş, Habertürk'te Sena Alkan moderatörlüğünde Habertürk TV Ankara Temsilcisi Fevzi Çakır ve Gazeteci Faruk Aksoy'un sorularını yanıtladı.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Meral Akşener’in hem Mansur Yavaş’a hem de Ekrem İmamoğlu’na yaptığı “Cumhurbaşkanı siz olun” teklifiyle ilgili Yavaş şunları söyledi;

“Ben kırgın falan değilim. 'Aday olmadı' diye ben suçlanıyorum. Ben bunu artık en son Ulus'taki halde basın sorduğu zaman cevapladım. Gerçekten aday olmamı istiyorsanız, 'hadi çık gel aday ol' demekle olmaz, başka partide kaydım var. Sayın Davutoğlu da söylemiş 'Sayın Yavaş'ın aday olmasını düşünüyorsanız ben getireyim masaya' demiş. 1 gün önce beni arayıp 'teklif getireceğim, böyle bir şey düşünür müsünüz?' demesi lazımdır. Ayrıca aynı anda hem Ekrem Bey'e hem bana çağrıda bulundu. Peki ikimiz de kabul etseydik ne olacaktı? Kura mı çekilecekti bizim aramızda! Bunun yolu bu değildi. Bu süreçte adaylığımla ilgili heryerde şunu söyledim, '6'lı Masa aday gösterirse aday olurum'. Herkes 'korkak' vs. diyordu. Ümit Özdağ da aday olmamı istiyordu. Aday olmalı mıydım hemen. Ankette kim çıkıyorsa bakılırdı. 'Aday ol' dense aday olacaktım. Ben zaten söyledim oybirliği olsaydı olurdum.”

Yavaş'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

"Zirvede bırakmak lazım"
“Bir söz vardır 'zirvede bırakmak lazım'. Kötü olmadan bırakmak lazım. Beypazarı'nda da ikinci dönem oylarımı artırarak söylemiştim 'Bir daha aday olmayacağım' diye. Ben iki dönemin yeterli olduğunu söylüyorum. Gelişmiş ülkelerde bu var, uygulanıyor. İkinci dönem de güzel örnekler verip, Beypazarı'nda da yerel kalkınma usülü olarak başarılı olmuştum. Orada 1000'in üzerinde belediye başkanlarını gezdirdim. Valilere, kaymakamlara gösterdik. Onlar da kendi ilçelerinde uygulamak istediler. Hatta yurt dışında araştırma konusu oldu. Tamamen yerel kaynaklarla daha çok oldu. Yerel halkı aramıza alarak yaptık. Dolayısıyla burada da yerel yönetimlerde Mansur Yavaş örneği olursa mutlu olacağım. Ankara'da olması gerekeni yapıyorum. Seçildikten sonra rozeti çıkarıyorsunuz. 5 yıl boyunca karşı tarafı hiçbir şey olmuyor. Partizanlık yapmıyorum. Mahalle, köye, ilçeye giderken 'Buradan ne kadar oy çıkmış' diye bakmıyorum. Prensibim şu oldu, bir yerde su yoksa oraya su götürmek. Bir köyde kanalizasyon akıyorsa, onun yanında çocuklar oynuyorsa, salgın ihtimali varsa, burada kimin nereye oy verdiğinin hiç önemi yok.

"İlk defa kent konseyi Ankara'da kuruldu"
Vatandaş tarafından bu anlayış kabul gördü. Siyasi bir nedenle kendilerine yaklaşmadığımı gördüler. İlk defa kent konseyi Ankara'da kuruldu. Katılımcılık kültürü gelişti. Türkiye dışından ödüller de aldı. 1800 bileşeni var. Ankara üzerinde fikri olan her görüşten insan var. Sadece bizi destekleyenler değil. Akademisyenler, sivil toplum kuruluşları var. Meclis toplantısını ilk gün canlı vererek başladık. Sonuna kadar hep canlı yayınlandı. Daha sonra ihalelerin canlı yayın verilmesi talimatını verdim. Daha sonra çakarları söktük. Benim fotoğrafımı asmalarını yasakladım.

"Kazanacağımızdan şüphem yok"
Ankara'da 5 yıl boyunca hiçbir yerde benim fotoğrafımı görmediler. Sadece bir minibüs, bir şoför ve tek korumayla halk gördü, kabullendi. Olması gereken buydu. İkinci dönemi bir tamamlayalım ya da kazanalım. Kazanacağımızdan şüphem yok. Beni yarın hayatı nereye sürükler siyasette? Öyle anlaşılıyor ki seçim sonu birtakım gelişmeler olacak. Kendi adıma ileriye yönelik olarak bir hesap yaparak bu sözü açıkçası söylemedim.

"Muhalefetimi yasal yollara giderek yapıyorum"
Bunu söyleyenlerin kendi sorumlulukları var. Biz Ankara'yı Mustafa Kemal'in bize emanet ettiği, dünya başkentleriyle yarışır bir kent yapmak istiyoruz. Bütün banka genel müdürlükleri İstanbul'a giderse, Merkez Bankası İstanbul'a giderse Ankara köy olur. Ben buna iktidara mensup belediyelerden hiç itiraz duymadım. Merkez Bankası Kanunu'na göre 'Merkez Bankası Ankara'da toplanır' der. Ben bunu polemik konusu yapmadan dava konusu yaptım. 'İstanbul'a gidemez' dedim. Dava reddolundu. Red sebebi 'Ankara Büyükşehir'in bu konuda hukuki yararı yoktur' dendi. Ankara Belediyesi'ne hukuki yarar açısından direk gelir geliyor. Bunu hiçbir zaman vatandaşla paylaşmadım. Ben muhalefetimi yasal yollara giderek yapıyorum. Ankara'nın içi neden boşalıyor? Bunu kendileri anlatmak lazım. Yoksa Ankara durup dururken köy olmaz.

"Bütün harcamalarımızı kuruşu kuruşuna yayınlıyoruz"
5 yılda neler yaptığımızın hepsi mansuryavasneyapti.com'da var. Aynı zamanda bütün harcamalarımızı kuruşu kuruşuna yayınlıyoruz. Bu konuda kalem kalem şeffafız. Eski döneme ait borçlar nedir? Ne kadar ödenmiş? Kuruşu kuruşuna hesabını veriyorum. 'Hepiniz verin bu hesabı' diyorum. Yaptığımız çalışmalarla 17 kavşak değil, eski dönem kadar asfalt attık, 100 tane yeşil alan yaptık. Bütün yaptığımız çalışmaları orada görebilirler. Şimdiye kadar ihmal edilen birçok faaliyet var. Özellikle altyapı. Diyorlar ki, 'gerçek rakam o değil' diye. Mali durum tablosunu Türkiye'de yayınlayan yok. İlk ben yayınladım. Diyorlar ki 'O gün için 3,4-4 dolar borç vardı şimdi 25 milyar var'. Siz eğer dolara çevirirseniz borçların azalıp azalmadığını görürsünüz. 1.9 dolar borcumuz azaldı. 20-25 sayfa detaylarıyla yayınladık. Gelirlerimiz azaldı. 2 milyar 20 milyon dolardı. Gelirlerimizin birçoğu İller Bankası payı, vergi payları olduğu için 2019'dan beri müthiş şekilde ekonomik sıkıntı var. Bir de mal ve hizmetlerde rakamlarımız düşük.

"Hayali hiçbir projeye para ayırmadık"
En kaliteli hizmeti en ucuza vermek istiyorsun. ASKİ gelirleri düşmüş. 1.6 dolara sattılar suyu. Mustafa Tuna 1 dolara düşürdü, şu anda 0.70 cent su paramız. Rakamlar ortada. Bunlar düşerken, maliyetler ne oldu? İşçiliğe, mazota, elektriğe gelen zam ne oldu? ASKİ'nin gelirleri giderlerini karşılamıyor. Bunun sebebi belediye meclisi suyun fiyatını tespit ediyor. Biz 148'de 40 kişiyiz. Tek başına suya zam yetkimiz var mı? En son ÜFE, TÜFE artışı kararlaştırıldığı için o tarihten bu yana hiç zam yapılmıyor. Dar gelirlilere tonu 1 liradan veriyoruz. Fazla kullanıyorsa Sosyal Hizmetler Dairesi ASKİ'ye ödüyor. Onların iddiasına göre pahalı satıldığı söyleniyor. Hayali hiçbir projeye para ayırmadık. Fitch Raporuna kredibilitesi en yüksek belediye Ankara Büyükşehir Belediyesi. Ülke puanından yüksek olamıyor bu. ASKİ 1.170 milyon lira ödememiz gereken para. 200 milyon lira civarında İller Bankası payı geliyor. Bu kimden çıkacak? Sonuçta yine vatandaştan çıkacak. Yüzde 50 indirdiğiniz zaman ASKİ'yi kapatacaksınız. Personel gideri, elektrik gideri, arıtma tesisi giderleri. Yüzde 50'ye indirdiğinizde otomatikman ASKİ batıyor.

"Ankara'da açıktan akan kanalizasyon olmayacak"
30 büyükşehirde 16. sıradayız. Doğalgazı, elektriği indirin diyorum. Sayıştay denetim raporlarında maliyetin altına satılması da yasak. Daha önce yüzde 50 indirim kararı aldılar. O da mahkeme tarafından iptal edildi. Ayrıca AYM kararları var. Şimdi söyledikleri 'Allah'ın suyundan para alınır mı?' diyorlar. Sözümü tuttum. 8 Nisan'da göreve başladım. Belediye Meclisine önerge verdim, suyu köylerde düşürün diye. Fakat bir kanun çıktı. 'Siz maliyetin altında bunu veremezsiniz' diye. Bu karar uygulanamadı. Burada arzu edilen şu; maliyetin altında sattırmıyor size. Sayıştay'ın tenkidi var. Bizden önceki dönemde ilçelere yüzde 5 indirimli vermişler. Sayıştay kamu zararı çıkarmış. Genel kararlar şu. Maliyetiniz 1.170 milyon lira. Belediyenin durumu iyi olur yüzde 5 kârla verir. Polatlı'ya su götürüyoruz. Gölbaşı-Mamak hattı arasında 500 milyona yakın harcadık. Çamlıdere'den Elmadağ'a su götürdük. Bir yandan altyapıyı yenileyeceksiniz. Enerji gideri, personel giderini karşılaması lazım. O şekilde niyetimiz olsaydı 5 kuruş önergesini de vermezdik. Köylerde eski dönemde suyu akıyordu. Bunlar daha sonra Büyükşehir Yasası'na dahil olunca ASKİ gitti abone yaptı. Ben de 'suyu kendi getirdiyse düşürmek lazım' dedim. 2020 yılı çıkan kanunda tarifeden aşağı verilemeyeceğini söyledi. Hemen hemen 5 tane kaldı. İhalelerini yaptık. Pandemiden sonra ekonomik kriz ortaya çıkınca hükümet müteahhitlerden vazgeçme hakkı tanıdı. Tümünü yapacağız. Ankara'da açıktan akan kanalizasyon olmayacak. Polatlı'da su yok. Benim önceliğim orada. Seçimden önce 'Akyurt'un Harman köyünde su tankerle taşınıyor, bu yüzyılda olur mu?' dedim. Şu anda suyu olmayan köy çok azaldı. Sondaj ihaleleri yapıyoruz. 3,5 milyar liranın o günkü değeri şimdikinin değeri ancak dolar üzerinden hesap edebilirsin. Daha bunlarda enflasyon farkı yok.

"Billboardlar bizden önce özelleştirilmiş, dava açtım"
Kira gelirlerimiz var. 10 yıl kiraya çıkma meclisin yetkisinde. Meclis bu yetkiyi bize vermiyor. Bilboardlar belediyenin altın yumurtlayan tavuğu iken o dönem özelleştirilmiş. Yönetim aynı, belediye bürokratları. Bilboardları alacağım diye gelir gelmez el attım. Mahkemelerin çoğunu kazandık. Tehiri icra kararı alıyorlar. Bu karar kapalı gayrimenkullar hakkında verilir. Alabildiğimiz 500-600 tane var. Tamamını alsak elde edeceğimiz geliri siz düşünün. En fazla gayrimenkullerden kaynak üretilir bir de tasarruf edersiniz. Gökçek döneminde firma 80 liraya aldığı ihaleyi, bizim dönemimizde açık ihaleyle 20 lira ile aldı. Sokak isimleri, park isimleri, mahkeme kararları, ilçelerden gelen emsal yükseltme kararları hakikaten oybirliği ile geçiyor. Geldiğimde ASKİ Genel Müdürümüz, bir arıtma tesisi Karayalçın döneminde yapılmış. 2010 yılında Çevre Bakanlığı 'acilen kapasiteyi artırın' demiş. Hiçbir şey yapılmamış. ASKİ Genel Müdürü 750'si arıtılmadan Ankara çayına gidiyor. Oradan Sakarya'ya ulaşıyor. Oradan da Ömerli Barajı'na ulaşıyor.

"İçme suyu projem TBMM'de reddedildi"
Projeyi yapıp, sayın Cumhurbaşkanına çıktım. Yatırım programına alındı. 275 milyon dolar kredi buldum. Cumhurbaşkanının onayladığı acil yapılması gereken bu proje mecliste reddedildi. Ben veto ettim, 8 aydır mecliste bekliyor. Sürekli erteleme veriyorlar. 8 ayda faiz oranları artıyor, dövize gelen zamlar var. Bu kredinin yarısı döviz yarısı TL cinsinden olacaktı. ASKİ'nin bütçesi -5 milyardan tamamlandı. Bize '5 milyar lira kredi çekeceksiniz' dendi. Kamu bankaları zaten vermiyor. En son kredi bulduk, banka 'Meclisten bir kez daha karar alın' dedi. 2 milyar için meclisten karar almadılar. Cumhurbaşkanının onayladığı krediyi, reddettiler. Polatlı'nın suyu için seçilir seçilmez kredi istedik, ret çıktı. Mahkeme kararıyla aldım o krediyi. 7 ay önce suya kavuşmuş olacaktı. Otobüs alacağız, 2013'ten beri otobüs alınmamış. 400 otobüs almak için ucuz kredi buldum, komisyondan red çıktı.

Akşener'in cumhurbaşkanlığı adaylığı teklifi
Ben kırgın falan değilim. 'Aday olmadı' diye ben suçlanıyorum. Ben bunu artık en son Ulus'taki halde basın sorduğu zaman cevapladım. Gerçekten aday olmamı istiyorsanız, 'hadi çık gel aday ol' demekle olmaz, başka partide kaydım var. Sayın Davutoğlu da söylemiş 'Sayın Yavaş'ın aday olmasını düşünüyorsanız ben getireyim masaya' demiş. 1 gün önce beni arayıp 'teklif getireceğim, böyle bir şey düşünür müsünüz?' demesi lazımdır. Ayrıca aynı anda hem Ekrem Bey'e hem bana çağrıda bulundu. Peki ikimiz de kabul etseydik ne olacaktı? Kura mı çekilecekti bizim aramızda! Bunun yolu bu değildi. Bu süreçte adaylığımla ilgili heryerde şunu söyledim, '6'lı Masa aday gösterirse aday olurum'. Herkes 'korkak' vs. diyordu. Ümit Özdağ da aday olmamı istiyordu. Aday olmalı mıydım hemen. Ankette kim çıkıyorsa bakılırdı. 'Aday ol' dense aday olacaktım. Ben zaten söyledim oybirliği olsaydı olurdum.”