Her mutsuzluk depresyon değil ve günlük duygusal dalgalanmalar depresyon olarak tanımlanmamalı. Depresif bozukluk tanısını koymak için psikiyatrik değerlendirme, test ve ölçekler uygulanmakta, doğru ve uygun tedavi uygulandığında ise tam düzelme görülüyor.
"TEDAVİ EDİLMEZSE CİDDİ BİR BEYİN HASTALIĞI"
Depresyon, kişiye zevk veren etkinliklerden artık eskisi gibi zevk alamama ve bunlara karşı ilginin kaybolması, hatta olağan etkinlikleri gerçekleştirememe, çökkünlük, karamsarlık ile giden, psikomotor yavaşlama, düşünce içeriğinde azalma, belirgin bilişsel yavaşlama ve işlevsellikte bozulmaya neden olan, tedavi edilmezse ciddi nörobilişsel kayıplar ile ilerleyen yıkıcı bir beyin hastalığı olarak açıklanıyor.
Ayrıca dikkat ve konsantrasyon bozuklukları, düşünce süreçleri ve konuşmada yavaşlama, karamsarlık ve suçluluk duyguları, uyku ve iştah sorunları ve hatta intihar düşünceleri ile giden, dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen yaygın bir rahatsızlık. Yaşam boyu hastalanma riski erkekler için %8-12, kadınlar için %20-26 olarak bildiriliyor.
YAŞAM KALİTESİNİ OLDUKÇA DÜŞÜRÜYOR
Her yaşta görülebilmekle beraber 25-44 yaşları arasında daha sık görülüyor. Depresyon; yaşam kalitesinde düşme, intihar riskinde artma ve üretkenlikte azalma ile ilişkili. Bu hastalarda; belirtiler düzelse bile sosyal işlevsellikteki bozulmanın devam ettiği ve bunun da düşük iş performansı, işsizlik ile ilişkili olduğu bildiriliyor.
Son zamanlarda yapılan çalışmalara göre bu hastalarda kognitif bozulmanın (disfonksiyon) iyileşme döneminde devam edebileceği ve iyi tedavi edilmemiş hastalarda nüks ve relapslarla ilişkili olabileceği söyleniyor.. Ayrıca, küresel hastalık yükü nedeniyle en sık maluliyet sebepleri arasında yer alıyor. Depresif bozukluk tanılı bir hastanın her yıl için ortalama 27,2 iş günü kaybı olduğu tahmin ediliyor. Son yıllarda depresif bozukluğa bağlı ekonomik kayıpta artış olduğu ve depresyonu tedavi etmenin daha düşük maliyete yol açtığı saptanmış.